Karbonhidrat Diyeti

 
Karbonhidrat diyetinde beslenme planında karbonhidrat miktarı minimum düzeyde tutulur. Bu diyet türünde tokluk seviyesinin normal düzeyde tutulması ve insülin salgılanarak açlık hissinin oluşmaması amaçlanır. Karbonhidrat diyetinde; günlük karbonhidrat tüketimi 100 gramdan azdır. Karbonhidrat tüketiminin azaltılmasıyla birlikte günlük alınan toplam kalori miktarı da genellikle düşürülür. Bu diyet türü 3 ana öğün içerir ve ara öğün içermez. Karbonhidrat diyetinde şekerli gıdalar, makarna, ekmek, trans yağ ve tahıl grubu ürünleri tüketilmezken; sebzeler, meyveler, protein kaynağı besinler ve tereyağı, zeytinyağı gibi yağlar tüketilebilir. Karbonhidrat diyetinde en çok dikkat edilmesi gereken noktalardan birisi de yapay tatlandırıcılardan uzak durmaktır. Yapay tatlandırıcılar en çok paketli gıdalarda bulunduğu için bu ürünleri tüketmemek gerekir. 
 
Karbonhidrat diyetinin, düşük karbonhidrat ve yüksek yağ içeriğine sahip ketojenik diyetlere benzerlik gösterdiği düşünülebilir. Fakat ketojenik diyetten farklılıkları vardır. Örneğin; karbonhidrat miktarının günlük toplam kalorinin yaklaşık %20’si olması yönüyle ketojenik diyetten farklıdır. Ketojenik beslenmede karbonhidrat 50 gramın altında alınırken, karbonhidrat diyetinde günlük 50-100 gram arası karbonhidrat alınır. Bir diğer farkı ise ketojenik diyette protein daha çok kısıtlanır, karbonhidrat diyetinde ise daha fazla miktarda protein tüketilebilir. Karbonhidrat diyetinde ana amaç ketojenik diyette olduğu gibi ketozise girmek değil; düşük karbonhidratın hormonlar ve kan şekerine etkisini görmektir. Ancak ketojenik diyetlerde olduğu gibi karbonhidrat diyetinde de, karbonhidrat miktarının sınırlı tutulması nedeniyle ketozis evresine geçiş olur. Vücut, enerji üretebilmek için temel kaynak olarak kullandığı glikoz yerine ketonları kullanır. Ketonlar, yağ moleküllerinden üretilir. Beyin, yağı direkt enerji kaynağı olarak kullanamazken keton cisimcikleri alternatif bir yakıt kaynağıdır.
Karbonhidrat diyetinin epilepsi hastalarında ve tip 2 diyabetli obez bireylerin glikoz ve insülin direncinin azalmasında etkili olduğunu gösteren bazı çalışmalar bulunmaktadır. Ancak karbonhidrat diyetinde yorgunluk, halsizlik, B grubu vitamini eksikliği, C vitamini eksikliği, kabızlık gibi birtakım sorunlar meydana gelebilir. Bunların yanı sıra aşırı düşük karbonhidratlı diyet, kan şekerinin kritik seviyelere inmesine ve tiroit bezindeki hormon üretim dengesinin bozulmasına neden olabilir. Hormon dengesindeki bozulma sonucu metabolizma hızı yavaşlayabilir. İdrarla kalsiyum atımının artması, böbrek taşı ve osteoporoz riskini arttırır. 
Sıfır karbonhidrat diyeti ise, düşük karbonhidratlı diyet çeşitlerinin aşırı bir versiyonudur. Sıfır karbonhidrat diyeti, günlük karbonhidrat alımının 30 gramdan az olduğu diyet türüdür. Bu diyette günlük alınan toplam kalorinin %70’ini yağlar oluşturur ve bu nedenle ketojenik diyete benzer. Ancak ketojenik diyetlerden daha da sınırlayıcı bir diyettir. Tahıl, sebze, meyve, süt, yoğurt, ekmek, makarna,  gibi karbonhidrat içeren besinlerin diyetten elimine edilmesi gerekir. Sıfır karbonhidrat diyetinin sağlığa birçok olumsuz etkisi vardır ve bu tarz diyetler kilo vermek amaçlı uygulanmamalıdır.
Sıfır karbonhidrat diyetlerini ve düşük karbonhidrat diyetlerini uygulamak yerine beslenme planında doğru karbonhidratlara yer vermek gerekir. Beslenme planındaki kompleks karbonhidrat miktarı arttırılması ve yeterli lif alımı sağlanmalıdır. Sağlıklı kilo vermek ve sürdürülebilir beslenme alışkanlığı kazanmak gerekir.