Akdeniz Diyeti

Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin günlük olarak tükettiği yiyecekleri baz alınarak oluşturulmuş, fazla kural barındırmayan, sağlıklı, zengin ve lezzetli içeriğe sahip bir diyet çeşididir. Akdeniz diyetinde taze sebze ve meyveler, tam tahıllar ve sert kabuklu yemişler gibi bitkisel kaynaklı besinler ile yemeklik yağ olarak zeytinyağı baskın olarak tüketilir. Yemeklerde ve salatalarda tüketilen zeytinyağı; hem antiinflamatuar hem de antioksidan içeren sağlıklı bir doymamış yağ çeşididir. Akdeniz diyetinde balık, beyaz etler, yumurta ve süt ürünlerinin tüketimi orta düzeydedir. Kırmızı ve işlenmiş etlerin ise düşük seviyede tüketildiği bir beslenme tipidir. Bu diyetin diğer diyetlerden farklı olan özelliklerinden birisi de kırmızı veya beyaz etin değil, balık tüketiminin ön planda olmasıdır. İşlenmiş et, tuzlu kuruyemişler, gazlı ve şekerli içecekler, beyaz ekmek, yağlı hamur işleri ise tüketilmemesi gereken gıdalardır. Ayrıca her gün en az 2 litre su içilmelidir. Kadınlar günde 1 kadeh, erkekler ise 2 kadeh kırmızı şarap içebilir. Akdeniz diyetinde tüketilmesi gereken besinlerin düzeylerine ilişkin “Akdeniz Diyeti Piramidi” oluşturulmuş ve böylelikle diyeti uygulayanlara kolaylık sağlanmıştır. Bu diyette düzenli fiziksel aktivite de yer almaktadır.

Akdeniz diyetinin sağlığa olumlu etkilerini gösteren birçok bilimsel araştırma bulunmaktadır. Kanser, kalp damar hastalığı, metabolik sendrom, obezite ve tip 2 diyabet hastalığı risklerinin azaltılması, Akdeniz diyetinin başlıca olumlu yönleridir. Bunların yanı sıra Alzheimer, depresyon ve bunamaya karşı koruyuculuğu da vardır. Diyetin içeriğinde doymamış yağ asitlerinin, diyet lifinin zengin olması, besin çeşitliliği ve yüksek düzeyde antioksidan bileşenler içermesi hastalıklar üzerine olumlu etkiler oluşturmasında etkilidir. Diyetin temelini oluşturan sebze ve meyvelerin bol tüketilmesiyle C vitamini, karotenoidler, biyoflavanoidler, E vitamini, kükürtlü bileşikler gibi antioksidanlar zengindir. Günümüzde küresel ölçekte 65 yaş altı erken ölüm vakalarının temel nedeni olan bulaşıcı olmayan hastalıklardır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre Akdeniz diyeti, bu kronik hastalıkların önlenmesi ve kontrol altına alınmasında etkin bir beslenme stratejisidir.

Akdeniz tipi beslenmeyle yeterli ve dengeli beslenmek mümkündür. Bu nedenle bu diyet yalnızca sağlığı korumak için değil, kilo yönetiminde de etkili olarak uygulanabilir. Akdeniz diyeti son derece lezzetli bir beslenme şekli olmasının yanı sıra sağlıklı bir yaşam biçiminin sürdürülebilir bir parçasıdır. Kilo kaybı için uygulanan diyetlerde dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar arasında kilo kaybının sağlıklı olması ve diyetin sürdürülebilir olması yer alır. Bu bağlamda Akdeniz diyeti, diyetisyenlerin danışanlarına sıklıkla tavsiye ettiği diyet türlerinden birisidir.

US News ve World Report’un daha önceki senelerde olduğu gibi 2020 için en iyi diyetler listesi sıralamasında da Akdeniz diyeti 1. sıradadır. En iyi diyet seçilmesinin yanı sıra en kolay diyet, en iyi bitki bazlı diyet ve diyabet için en iyi diyet olmak üzere 3 kategoride daha en üst sırada yer almıştır.

Sonuç olarak Akdeniz diyetinin temel özelliği; antioksidanları, kompleks karbonhidratları, tekli doymamış oleik asidi ve çoklu doymamış omega-3 yağ asidini yüksek içerirken; doymuş yağ asitlerini düşük düzeyde içermesidir. Akdeniz diyetinin sağlığa olumlu etkileri kanıta dayalıdır, hem sağlığı hem de yaşam kalitesini arttırmaktadır. Akdeniz diyeti ilkelerini beslenme alışkanlığı edinerek birçok hastalıktan korunabilir ve kilo kontrolü yapılabilir.