Ketojenik Diyeti
Ketojenik diyet; karbonhidrat tüketimini azaltıp yağ tüketimini arttırarak vücutta keton oluşmasını sağlayan bir diyet türüdür. Diyetteki yağ ve karbonhidrat-protein içeriği oranına göre diyet listeleri değişkenlik gösterir. En yaygın tercih edilen diyet oranları ise 4/1 ve 3/1 şeklindedir. Yani diyetle alınan yağ miktarı, karbonhidrat ve protein miktarının 4 katıdır. Diyette karbonhidrat kaynağı olan tahıllar yer almamaktadır. Sebzeler ve süt ürünleri ile diyette izin verilen karbonhidrat miktarı fazlasıyla karşılanmış olur.
Standart ketojenik diyet, döngüsel ketojenik diyet, hedefli ketojenik diyet, yüksek proteinli ketojenik diyet olmak üzere 4 çeşidi vardır.
- Standart ketojenik diyet: Çok düşük düzeyde karbonhidrat, orta düzeyde protein ve yüksek düzeyde yağ içeriğine sahip bir diyettir. Diyetle alınan günlük toplam kalorinin %75’ini yağlar, %20’sini proteinler ve yalnızca %5’ini karbonhidratlar oluşturur. Bu diyette alınan toplam enerji çok düşük olmasa bile alınan enerjinin besin öğelerine dağılımı oldukça dengesizdir.
- Döngüsel ketojenik diyet: Bu diyette yüksek karbonhidratlı günler ile ketojenik günler birbirlerini takip eder. 2 gün yüksek düzeyde karbonhidrat içeren bir diyet uygulandıktan sonraki 5 gün ise ağır ketojenik diyete geçiş yapılır.
- Hedefli ketojenik diyet: Bu diyet tipinde, yapılan egzersizler doğrultusunda diyete karbonhidrat eklemesi yapılır. Ketojenik beslenmenin yanı sıra egzersiz oranına göre karbonhidrat içeren besinler de tüketilebilir.
- Yüksek proteinli ketojenik diyet: Bu diyet türü ise standart ketojenik diyete benzerlik göstermektedir. Standart ketojenik diyetten farkı ise; diyetteki yağ içeriğinin daha az olup protein içeriğinin daha fazla olmasıdır. Günlük alınan enerjinin %60’ı yağlardan, %35’i proteinlersen ve %5’i karbonhidratlardan sağlanır.
Ketojenik beslenenlerin çoğunluğu standart ketojenik diyeti uygulamaktadır. Döngüsel ve hedefli ketojenik diyetler ise daha çok sporcular ve vücut geliştiricilerin uygulamayı tercih ettikleri ketojenik diyet türleridir.
Ketojenik diyetler ile yetersiz düzeyde karbonhidrat alımı olduğu için vücudun ketozis evresine girmesi kaçınılmazdır. Zaten ketojenik diyetlerin de amacı, ketozise girebilmektir. Beyin, enerji elde etmek için glikozu kullanamadığında vücutta yorgunluk ve halsizlik belirtileri oluşmaya başlar. Ketojenik diyetler ile kronik yorgunluk oluşur. Karbonhidrat tüketiminin yetersizliğine bağlı vitamin ve mineral eksiklikleri ortaya çıkar. Hem yağ tüketiminin fazla olması, hem de protein kaynaklarıyla birlikte alınan doymuş yağların fazla olması kalp ve damar sağlığı açısından risklidir. Bu diyetlerin epilepsi, Alzheimer, Parkinson gibi bazı nörolojik hastalıklarda tedaviye yardımcı olduğu ortaya konulmuştur. Kilo kontrolü için bu diyetlerin uygulanması ise oldukça zararlı sonuçlar doğurabilir. Hem diyeti sürdürülebilir hale getirmek mümkün değildir, hem de uzun süreli uygulamalarda sağlık için tehdit oluşturur. Bu tarz diyetler, kişilerin kendi başına karar verip uygulamaya başlaması için uygun değildir. Diyetisyen kontrolünden geçmeden bu diyetleri kesinlikle uygulamamak gerekir. Hedeflenen kiloya ulaşmak için yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat edilmeli ve beslenme alışkanlıkları kazanmaya çalışılmalıdır.